Çarşamba, Mayıs 11, 2011

cinayet....

Nasıl normal bir insan gibi hayatıma devam edebilirim ki artık. O zaman tam anlamıyla idrak edememiş olamam rağmen şu an ki belirginlik beni bir o kadar rahatsız ederken diğer yandan tarifi zor bir hazza teşvik ediyor…

Hayatın elimde olması… sadece evcil olarak tabir edilen bir fiziksel kütlede olsa ona katılan anlam… her hangi bir şeyi tanımlayarak ona sıfat anlamında bir isim takarız minik kuş, sarı kız vb… isimlerin sadece hatun olarak adlandırdığımız kesime hitap ediyor olması tamamıyla benim bulunduğum cinsiyet kategorisiyle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bilakis annemle alakalı bir sendorom cümlesini kuracağım lakin bunun oidupus kompleksiyle de uzaktan yakından bir alakası bulunmamaktadır. Üç adet tosun misali erkek evlat sahibi olmuş bir annenin hem cinsi olan herhangi bir canlıyı büyütme isteği üzerine kurulmuş sanrılar denebilir bu sıfatlara ilişkin. Sanrı dememdeki ince nokta ise beslenen evcilin cinsiyetine bakılmadan takılırdı bu isimler. Kaç tane çocuğun sarı kız isminde horozu olmuştur ki ? (doğası gereği ismini yadırgama durumu bkz. Vatoz ve çocuk)

Nasıl normal biri olabilirim ki bu saten sonra. Hayatta en çok değer verdiğini… tamam bu kadarı abartı lakin hayatta değer veriyor olmak bir tercih yapmak durumunda kalınmadığı sürece miktarı ile ölçülmesi saçma bir durum değimlidir. Tercih şekli ise yaşam la teste tabi olmadığı sürece. Değer veriyor olmak miktarıyla ölçülemez bir durumdur. Ölçen ya da ölçtürten abesle iştigal etmiş olur…

Yaşam hikayesini burada sayfalara sığdırabileceğimi zannetmiyorum. Üzüm yiyebiliyor olması dahi onu özel kılmaya yeterdi. Lakin ağzının içine her giren şeyi yiyemeyeceğini anlaması onun yaşamı adına çokta uzun bir süre almadı…

Perşembe, Mayıs 05, 2011

ki ben...

güzelliğini tasdik etmek şöyle biryana dursun...ona mazhar olabilmek adına...